Mektup: Kaybolmuş Ve Bulunamamış

6 Ekim 202402:55

son zamanda yaşadıklarım bana tekrardan ne kadar yalnız olduğumu ve bu yalnızlığa karşı en ufak çaremin olmadığını hatırlattı. Bastırdığım duyguların sessiz çığlıklarının resmen gözlerimden yaşlar ile fırlamasını hissediyorum. Neredeyse her gece ağlıyorum ve artık yaşlar bile kalmayınca ağlamayı bile beceremediğim oluyor.

Bazen kendimi çok "Cringe" buluyorum bu tıpkı başka insanların dertlerini büyütmesi ve bunun üzerinden dram çıkarıp bunu herkese duyurmak istemesi gibi ancak bazen düşündüğümde dertlerimin onlar kadar küçük olmadığı aklıma geliyor ayrıca ilgiyi herkes ister ancak benim istediğim şey aslında tek bir kişi. Yalnızlığım öyle bir yere geldi veya o benim için mutlu olmak o kadar kolay ki şu hayatta belkide en çok istediğim şey beni anlayan seven ve benim de sevebileceğim birisi olması. Sevilmek kadar sevmekte ihtiyaç ve ben sevmeyi seviyorum. Ve burada rahatça az sonra yazacaklarımı yazabilirim çünkü yazacağım o kişiyi ne kadar sevmek istesem bile onun bana ihtiyacı olmadığını gayet biliyorum, bu hissettiklerim zaten benim sıradan sürekli veya arada duyduğum duygusal ihtiyaçları karşılamanın bir yolu -burada sevme duygumu karşılıyorum-

Ben zaten hep merak etmişimdir, kendi yaşamım dışında olanları ve bazen öyle kişiler ile karşılaşıyorum ki gerçekten o kişi bu kadar mutlu mu yoksa o mutluluğun ardında bir cehennemi yatıyor. Kişinin sevgilerimi, korkularını, hislerini, sorunlarını merak ediyorum. Acaba onu ne mutlu eder? Acaba dertli birisi mi? Gerçekten hayatı bu kadar basit mi?

Geçenlerde bir kişide buna benzer bir sorunun cevabını buldum. Yüz yüze gördüğümünde belkide dünyada onun kadar mutlusu yoktur diye düşünmüştürm. Yüzünün o masum gülümsemesi. Ama bir anda ve ani şekilde aslında bunun hiç öyle olmadığını gördüm o gülen yüzün ardında ölü bir ruh yatıyordu. Faniden elini çekmiş hiç bir şey istemeyen öyleyece sonunu bekleyen bir ruh. Bedeni intihar edememiş belki ama ruhu çoktan celladını bulmuş. Ve o an öyle bir şey hissettim ki. O kadar çok şey ve bir anda farklı farklı duygular. Belkide beni bitiren bu duygu cümbüşüydü. Mutluluk, kırgınlık, üzüntü ve utanç. Mutlu oldum çünkü belki gerçekten birisini bu defa sevebileceğim onu mutlu edebileceğim, kırıldım çünkü onu sevindirmek veya mutlu hissettirmek benim haddime bir şey değildi benim dokunmama izin yoktu. Elimi uzattığımda kaçıyordu ve diyordu, yapma! Çünkü belki oda biliyordu ben ona bunu sağlayamam, o istemiyor yada sadece o kişinin ben olmasını istemiyor.

Bir diğer sorun ise beni tanımıyor, benim ne tür sorunlarım var ne kadar yalnızım bunun farkında değil belkide ancak beni ilk defa bu kadar hızlı tanıyan kişi de oydu. Cümleyi tam hatırlayamıyorum ama beni ve o içimdeki şeyi bana anlatmayı başarabilmişti. "Bu kadar çok şeyden dolayı kendini kapatmışsın" tarzı bir şeydi.

İkimizde bilmiyorduk, ben sonradan fark etmiştim. Onunla bir araya gelmek ilk defa yaptığım bir şeydi birisi ile ilk defa beraber bir aktivite yapmıştık. Bu sefer bu aktiviteyi benden çok isteyen kişi ise karşı taraftı. Hep ilk nasıl olacak diye düşünürken bir anda ilki yaşadığımı fark etmek beni ayrı bir bitirmişti.

Beni bu yalnızlığa iten asıl şey neydi bilmiyorum. Bir anda 6 gün yoğun bakıma girip 3 oda dışında bir şey göremem miydi? Yoksa bastırdığım duyguları farkında olmadan sızdırmış mıydım? Hiç birini bilmiyorum. Bir çözüm bulamiyorum. Bir şekilde yalnızlığa makhum oluyorum. Bir şey beni zincirler ile bağlamış ve bu zincilerleden kurtulamıyorum ancak bana bunu kim yapıyor. Tanrı bile sessiz iken kim konuşacak bilmiyorum. Tek hissettiğim içimde olan devasa boşluğun kütlesiz olmasına rağmen üzerimde fil varmışçasına baskı kurduğu. Çektiğim bu acılar karşısında çığlık atamayacak kadar güçsüz kalmış ve acı cekmişlerin çığlıklarını duyuyorum. İlacımı biliyorum belki de ancak bulamıyorum. Soru soruyorum ve sessizliği işitiyorum. Sessizlik mi hep cevaptı bilmiyorum. Her şeyin bu kadar farkındayım ancak yinede her şeyi bu kadar bilmiyorum.

iyi hissetmek istiyorum, sevmek-sevilmek istiyorum. Sana ihtiyacım yok belki ancak ben yine de seni istiyorum. Bana ihtiyacın yok belki ama yine de seni mutlu eden ben olayım istiyorum.

Yine de sen bilirsin, ben bunlara alıştım zaten kayboldum bir daha kayboldum diye korkmama gerek yok. Yeter ki beni bulmuş gibi davranma. Bana bulunmuş gibi hissettirip aslında daha fazla kaybolduğumun farkında vardırma.

Biliyorum ki sen bunları okumayacaksın bunları yazmaktaki amacım da zaten senin okumandan ziyade kendi zihnimi rahatlatmaktı. Rahatladım mı onuda bilemiyorum ancak düşüncelerimi görmek zorsa belki de okunmalı. Yaptığım şeyde bu değil mi. Tinime resmen bir beden veriyorum.

Yine de bir gün gerçekten sadece yüzünün değil, gönlünün de gülmesi dileği ile...

Yorumlar